Aktivizm, politik bir değişim ya da toplamsal bir değişim elde etmek amacı ile ya da belli konulara dikkat çekmek için özel eylemler yapmak demektir. Genelde protesto etmek veya muhalefet etmek ile aynı anlamda kullanılmaktadır. Aktivizm ile, çok sayıda sosyal ve politik yönlendirme yapılabilir. Sosyal medyanın giderek güç kazanması ile birlikte, insanlar artık sosyal medya üzerinden örgütlenmekte, birbirlerini bilgilendirmekte ve sosyal medya üzerinden eylemler gerçekleştirmektedir. Bu durum sosyal medayada aktivizm hareketlerinin yaygınlaşmasına neden olmuştur.
Aktivizm hareketleri bilinçli yapılan eylemlerdir. Temel amacı aynı düşüncede olan insanları bir araya getirmek ve eylemlerini bu amaç doğrultusunda dışa vurmaktır. Doğal olarak bunun yolu sadece, sokağa dökülmek ve şiddete başvurmak değildir. Aktivist eylemler şiddet amaçlı yapılmasa da genelde yürürlükteki yasal düzenlemelere ters düşüldüğü ölçüde şiddetle karşılaşmaktadır. Ancak aktivist eylemlerin başka yöntemleri de bulunmaktadır. Örneğin, bir şirketin ürün ve hizmetlerinin alınması boykot edilebilir ya da yazılı ve medyada politik kampanyalar yapılıyor olabilir.
İnternetin yaygınlaşması ve yukarıda da ifade edildiği gibi sosyal medyanın bir güç olmaya başlaması ile birlikte, aktivist hareketler artık sosyal medya kanallarına taşınmış durumdadır. Bir anlamda bu eylemlere dijital aktivizm de denebilir.
Çok uzak değil, 2000’li yılların başlaması ile birlikte, mobil telefonların gittikçe akıllanması ve ikinci nesil internet hizmetleri sağlayan ve karşılıklı etkileşim imkanı veren Web 2.0’ın uygulamaya girmesi ile artık insanların iletişim kurma alışkanlıkları da kökten değişmiştir. Bir yandan internete erişiminin daha hızlı ve daha ekonomik hale gelmesi, bir yandan da iletişim teknolojilerinin hızlı gelişmesi ile artık herkes internete girmektedir. Bu gelişimi takip eden sosyal medya alışkanları ise herkesin mobilite olmasını sağlamıştır. Bu durum bir başka gerçeği ortaya çıkarmıştır. Artık herkes gerçek dünya ile birlikte sanal bir dünyada da varlığını sürdürmektedir. Bu gelişmeler ile birlikte dünya artık küresel dev bir köy haline gelmiştir. Dünyanın neresinde olursa olsun meydana gelen bir olay, anında yayılmaktadır.
Günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelen sosyal medya üzerinden, bütün tanıdıklar ile internet erişimi olan her yerde ve her zaman iletişime geçilebiliyor. Bir yandan vakit geçirilirken bir yanda da dünya gündemi yakından takip edilebiliyor. İnsanlar o andaki ruh durumlarını bile rahatça paylaşabiliyorlar. Ama bunun yanı sıra sosyal medya, yeni isteklerin veya şikayetlerin konuşulduğu, memnun kalınan veya şikayet edilen ürün ve hizmetlerin dile getirildiği bir ortam olmaktadır. Sosyal medyanın bu etkileyici gücünün farkında olan sivil toplum kuruluşları da son yıllarda eylemlerini bu ortamlara taşımaktadır. Meydanlarda gerçekleştirilecek bir eylem öncesinde sosyal medyayı, insanların birbirleri ile haberleşmeleri ve örgütlenmeleri amacı ile etkili bir yol olarak kullanmaya başlamışlardır. Özellikle Twitter’ın 2007 yılında kurulması ile birlikte yaygınlaşmaya başlayan konu etiketleri (hashtag) ile, aynı görüşte olan insanların bir araya gelmeleri ve mesajlarını daha büyük kitlelere ulaştırmaları kolaylaşmıştır. Bugün bu etiketler Facebook, Pinterest ve Instagram gibi diğer sosyal medya kanallarında da kullanılmaktadır. Konu etiketleri, iletişim etkinliği sağlamak için bugün sosyal medyanın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.
Sosyal medyada aktivizmin en canlı örneği 2013 yılında yaşanan Gezi Olayları’dır. Hatırlanacaktır, iş makineleri parka girdiği zaman, bu haber çok kısa sürede sosyal medyada yayılmış, birçok eylemci kısa sürede organize olarak parka gelmiş ve iş makinalarının karşısına çıkılmıştır. Bu olaylar ile ilgili olarak sosyal medyada çok fazla video, fotoğraf ve mesajın paylaşılması ile de olaylar daha fazla büyümüş ve tepkiler sadece İstanbul ile sınırlı kalmamış ve bütün ülkeye yayılmıştır. Sosyal medyanın gücünü ve etkisini bu olaylar çok güzel ortaya koymaktadır.
Bir başka sosyal aktivitizm örneği de, kadınlar tarafından #Bacaklarınıtopla etiketi ile başlatılan eylemdir. Bu eylemde kadınlar, otobüste, metroda, vapurda bacaklarını yayarak oturan görgüsüz erkeklerin fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmışlardır. Bu eylemin etkisi ülke sınırları bile aşmış ve yabancı ülkelerden de tepkiler dile getirilmiştir.
Diğer yandan bu tür eylemlere ara sıra katılan ünlü markalar da olmaktadır. Sosyal medyanın bu alandaki gücünden yararlanmak isteyen marka şirketler, ırk ayrımcılığı, kadın erkek eşitsizliği, cinsel tercihler ve gündem yaratacak başka farklı konulardaki mesajlarını özgürce insanlara aktarmakta ve tabu sayılan bazı konuların üzerine cesurca gidilmektedir. Bu anlamda Doritos markasının eşcinsellerin yaşadığı problemleri dile getiren It Gets Better (daha iyiye gidiyor) eylemi ile Dove markasının kendini güzel hissetmeyen kızlar işlediği Fat Girl Dance (şişman kızın dansı) eylemleri çarpıcı örneklerdir.